İstemek fiili her ne kadar dilimize yerleşmişse de aslında 0-7 yaş arasındaki dönemden bize miras kalma bir ifade şeklidir. Bunun bilincinde olmamız ne istediğimizi bulabilmek için çok önemli. İstemek dediğimizde ego ve zihin el ele devreye giriyorlar. Buradaki ego henüz gelişmemiş egoya yani çocuk egoya işaret ediyor. Çocukluğumuzu hatırlayalım veya çok uzağa gitmeden etrafınızdaki çocuklara kulak verecek olursak büyük bir kısmından “…. İstiyorum, …istiyorum işte hem de hemen…” sözleri kulağınıza çalınabilir. İşte bu dönemden zihnimize kodlanan birçok çevre, yaşam ve kurallarına dair bilginin yanında başka konular da vardır. Ve bu kodların bazen farkına varırız, bazen ise hiç farkına varmayabiliriz. İstediğimizi düşündüğümüz konularla ilgili öncelikle bu isteğin ses tonunu farketmemiz bize netlik sağlar.
Konumuzla ilgili aslen 3 kategori vardır. İlki istediklerimiz, ikincisi istediğimizi zannettiklerimiz ve üçüncüsü de istemediklerimizdir. Üçüncü kategoridekileri genelde herkes bilir, daha kolaydır. İkinci kısım ise dışarıdan o dönemde otorite olarak algıladığımız; ebeveynlerimiz, öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız, komşularımız, reklamlar, vs. tarafından sunulmuş ve bizim de sorgusuz sualsiz kabul edip aldıklarımızdan oluşur. O dönemde de bu gayet normaldir. Yani aslında bizim ilgi ve merakımızı çekmeyen ama yapmamız, olmamız, almamız, ya da sahip olmamız gerektiklerini ZANnettiklerimizden bahsediyoruz. İnsanın ne istediğini bilememesinin önündeki en büyük engellerden biri de budur. Eğer kişi bunları tespit edebilirse ki ne istemediği genelde nettir, ne istediği bilgisine daha kolaylıkla ulaşabilir. Burada o anda yolunuzu bulmanıza yardımcı olabilecek bir başka araç da “Şu anda benim hakikaten neye ihtiyacım var?” sorusunu kendinize sormaktır. Bu soru bize asıl istediklerimizle ihtiyaçlarımız arasında gerçeklik karşılaştırması yapmamıza olanak tanır.
3 adımda ne istediğinizi tespit etmenin yolları:
- Öncelikle sizde ferahlık, neşe, enerji artışı gibi olumlu etki bırakmayanları tespit etmek kolaydır. Oradan başlayabilirsiniz. Herhangi bir şey/insan/konu size iyi gelmediği zaman tespit edin. Zihninize bunu not edin, mümkünse bunu yazın.
- Sonra hemen bunun yerine ne olmasını hayal veya arzu edersiniz onu daha büyük harflerle yazın. Odağınızı bu konuya çevirin. Yani hoşunuza gitmeyeni keşfettiğiniz bu olayı size hoşunuza gideni tespit etmek için bir yardımcı olarak kullanın. Olmuş olanın üzerine daha fazla zaman ayırmayın.
- Yeni hayal, arzu listenizdekileri sırayla gözünüzde canlandırın. Bu sırada yüzünüzün aldığı şekli, bedeninizde neler olduğunu fark edin. Ve bunu da kaydedin. Bu fark ettiklerinize 1’den 10’a kadar, 1 en düşük 10 ise en yüksek olmak üzere, puan verin. En yüksek puan alanların bedende yarattığı hallere; nerede nasıl bir etki yarattıklarına odaklanın. Bazılarında ortaklıklar olduğunu göreceksiniz. Bazılarında da beden de pek bir değişiklik fark etmeyebilirsiniz. Bunların her biri için sizin için kendinize neden önemli olduğunu sorun, cevabınızı not edin. Bu size ait bir kayıt mı, yoksa birinden mi edindiniz? Ona da bakın. Bu araştırma size aradığınız ip uçlarını verecektir.
Bize dokunan, bizim için hakikaten kıymetli olanların en net göstergesi biz de merak veya ilgi uyandırmasıdır. Çocuklarda daha sık gördüğümüz gözleri kocaman açılmış saf merak halinden bahsediyorum. Eğer bu listeden bir tane bile siz de merak ve ilgi uyandıran düşüncesinin bile sizi iyi hissettirdiği, neşelendirdiği bir konu bulabilirseniz onun peşinden gidin. Bu çok basit gibi görünen bir konu dahi olsa. Bakın size ne gibi yeni kapılar açıyor.
Hayatta önemli keşifler hep küçük adımlarla başlarlar. Merak; o çocuksu saf merak sağ beyindeki amigdalayı aktive edip yepyeni nöron yollarının devreye girmesini sağlayacaktır. Bu da daha önce hiç fark etmediğiniz yenilikleri fark edip yeni fikirleri düşünüp hayatınıza dahil etmenize olanak tanıyacaktır. Büyük değişimler her zaman küçük anlamlı adımların birleşiminden oluşur. Kendinize hakiki arzu ve hayallerinizi keşfetmek için fırsat verin. Çok memnun kalacaksınız 😊