Spiral Dinamikler: İnsanlığın Gelişim Haritaları - Selma Karaca I Your Professional Coach
Motivasyon Spiral dinamikler

Spiral Dinamikler: İnsanlığın Gelişim Haritaları

gray and black galaxy wallpaper

Bilinen 10-12 bin yıllık döneme baktığımızda insanın ve insanlığın pekçok gelişim aşamalarından geçtiğini görüyoruz. Tespit edilen tarihi, arkelojik biyolojik ve antropolojik belge ve buluntulara göre son 100.000 yılda büyük bir evrimden, değişim ve dönüşümden bahsedebiliriz.  

Peki şöyle zaman çizelgesinin dışına çıkıp insanlığın gelişimine 1940’lardan itibaren tepeden bakabilecek olsaydık neler görürdük?

Bu dönemde teknolojiye paralel olarak psikoloji alanında da birçok yeni teori ve akımlar ortaya çıktı. Herzaman olduğu gibi bir alandaki gelişim diğer alanları da tetikleyerek tüm alanlara yayıldı ve hepsini etkiledi. Bu dönemde önemli teorisyenlerden biri olan Abraham Maslow, meşhur ihtiyaçlar piramidi teorisini ortaya koymuştur. Bu teori insanın temel ihtiyaç zincirini hiyerarşik olarak anlatır. Bunları sırasıyla fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik, aidiyet ve sevgi, saygı ve statü, kendini gerçekleştirme ve aşkınlık ihtiyaçları diye özetleyebiliriz.

Maslow ile çağdaş olan Psikoloji Professörü Clare W. Graves ise bu teoriden çok etkilenmiş ve ondan aldığı ilhamla bu hiyerarşiyi mantık çerçevesine oturtmak için araştırmalara başlamıştır. Araştırma ihtiyacının en temel sebebi ise Colombia Üniversite’sinde Psikoloji alanında Profesörlük yaparken yaşadığı bir çıkmaz olur. O dönemde derslerinde Freud’dan Watson’a Skinner’a, davranış biliminden, Maslow’un ve Carl Roger’ın insancıl yaklaşımlarına kadar tüm teorileri işliyordu. Dersin sonunda sıkça karşılaştığı öğrencilerinin “Hangi teori doğru?” sorularına cevap vermekte zorlanınca üniversitedeki hocalık kariyerine ara verir. Ve kendini bu soruya cevap verebilmek için araştırmaya adar.

İnsan doğasının dinamiklerini tespit etmek için çıktığı yolda, 30 yıllık araştırmalarının sonucunda spiral’e dayalı bir model oluşturur. Bu model “Yetişkin bir insanın gelişiminin döngüsel ortaya çıkan teorisi”ni anlatır. Günümüzde buna Spiral Dinamikler diyoruz.

Graves modelinde temel olarak yetişkin insanın gelişiminde 3 önemli bileşenden bahseder;

1.Yaşam Şartları

2.Memetik kodlar; bu şartlarla başedebilmek için insanda aktif olan kodlar

3. Kişinin hayat şartlarına uyum sağlarken bu kodları nasıl kullandığını kapsar (insanın uyum repertuvarı)

Yani tıpkı bir bilgisayardaki kodlar gibi her bir memetik kod insanın yaşam şartlarına uyumunu sağlamak için tasarlanmış kodlardır. İnsan davranışları da bu kodların hangilerinin sisteminde aktif olduğuyla ilgilidir. Karşısına çıkan duruma göre kişi bu kodları kullanır. Karşılaştığı olaylara tepkisi kişinin bilincini ileri de götürebilir (progress) veya geriye de (regress).

Memetik kodlar nedir? Tıpkı DNA’nın yapısı gibi yukarı doğru genişleyen çift bir spiral yapısındadır. Her bir bilinç aşamasındaki gelişim kişiyi bir sonraki bilinç seviyesine taşır. Her bilinç seviyesinin kendine özgü değerleri vardır. Değerler kısaca kişinin temelde davranış, motivasyon ve tepkilerinin özünde yatan onun için değerli olan ana kavramlardır. Dünyaya bakış açısını belirler. Aile, mutluluk, keyif, adalet vb gibi.

Bir kişi aynı anda 3 değer sistemini aktif olarak sisteminde barındırır. Asıl aktif olan merkezi değer sistemi, bir önceki değer sisteminin etkili olan kısmı ve gelecekteki bir sonraki sistemin hazırlık kodları. Kişinin merkezi değer sisteminin hangisi olduğunu bilmek bize onun için hayatta nelerin önemli olduğu, karar verme ve tatmin olma mekanizmaları ile ilgili önemli bilgiler verir.

Her bir bilinç seviyesi diğerinin içinde yer alır. Tıpkı matruşka bebekleri gibi her bir kod bir öncekini kapsar. Bu modele 1996’da Don Beck ve Chris Cowan tarafından anlaşılmasını kolaylaştırmak için renk kodları eklenmiştir. Soğuk renkler ve sıcak renklerden oluşan bu temsil sisteminde sıcak renkler “Ben” odaklı, soğuk renkler ise “Biz” odaklı sistemler için kullanılmıştır. Ben ve Biz odakları döngüsel olarak hep birbirini takip ederler. Her dönemin baskın duygusu ve değerleri vardır. Baskın duyguyla başedebilmek için kişi kendine yeni çözümler bulur ve gelişim spiralinde ilerler.

Evrimsel olarak insanın gelişimini adım adım ele alan bu model, insanın ilk tespit edilen koduyla Bej rengiyle başlar. Bu henüz kendini ifade etmeyi bilmeyen insanın, 10-15 kişilik gruplar halinde birlikte avlanarak hayatta kalma odaklı yaşadığı dönemdir. İnsanın ömründe bu bebeklik dönemine denk düşer. İç güdüsel olan ve otomatik’te olan bu sistemde insanda “Korku” hakim duygudur. Etraftaki herşeyi var olmak için tehdit olarak algılar.

Bu durum ve duyguyla başedebilmek ve yaşam şartlarını iyileştirmek için insanlar biraraya gelerek kabile yapılarını oluşturdular. Böylece güven ihtiyaçlarını karşılayarak birlikte yaşamayı öğrendiler. Bu yeni yapı mor renk ile temsil edilen “kardeş ruhlar” adı da verilen yeni değer sistemini oluşturdu. Çeşitli ritüel ve adetler de bu dönemde ortaya çıktılar. Topluluk “Biz” bilinç sistemi olan bu yapıda kabilenin büyüklerinin verdiği kararlara uyarak “sadakat ve güven” duygularını tatmin etmiştir. Buna organizasyon açısından tipik örnek aile şirketleri verilebilir. Bu dönem bebeğin büyürken dış dünyayı artık anladığı 1-2 yaş dönemine eşdeğerdir. Aile büyükleri tüm kararları alırlar.

Bu yeni yaşam şekli kararların kabilenin büyüklerinin vermesi sebebiyle bireysel kararlara ve kendini ifadeye alan tanımaz. Bu da kişi de “kızgınlık” yaratır. Bu duyguya çözüm bulmak için insan ilk defa “Ben” de varım der ve ilk defa bu evrede ego oluşmaya başlar. Bu değer sisteminde “kendini ifade” baskın olarak ortaya çıkar. Kırmızı renkle temsil edilen bu sistem “Güç tanrıları” diye de adlandırılır. Mafya gibi tek liderli otoriter yapılar, krallıklar bu tip organizasyonlara örnek olarak gösterilebilir. Artık kendini ifade edebilen bebek 2-3 yaş civarında kendini dünyanın kralı, kraliçesi zannettiği “Ben” merkezli döneme girer.

Kırmızı sistemdeki yaşam şeklinin yarattığı duygu suçluluk ve utançtır. Devamlı çatışmaların olduğu vahşi batıdaki gibi toprağa dayalı bu sistemden çıkmak isteyenler düzen ve stabil bir yaşam ihtiyacı ile şehir devletlerini kurarlar. Bu yeni değer sistemi “mutlak gerçeklik” ile adlandırılır. Biz sistemidir ve mavi renkle temsil edilir. Bu dönem tarihte ilk defa kanun ve toplumsal kuralların koyulduğu, finans vergi gibi ekonomik sistemin oluşturulduğu zamandır. Dini sistemler, devlet yapıları da bu sistemde ortaya çıkmıştır. Biz’in baskın olduğu bu yaşam şekli bireyde gerginlik yaratır. Çocuk okula başlamasıyla kurallar ve düzenle tanışır ve uzun mavi sistemli yıllarına adım atar.

Gerginlik ile başedebilmek için yine “Ben” odaklı bir değer sistemi ortaya çıkar. İnsanlık din, düzen ve kuralın baskın olduğu bu sistemden bir sonraki sisteme Rönesans ve endüstri devriminin etkileriyle geçmiştir. Başarı odaklı, bilime ve Dünya’yı keşfe odaklı girişimci ve materyalistik bir bilinç oluşur. Serbest ekonomi ile de desteklenen bu sistemhalen Dünya’da baskın görülen yaşam şeklidir. Turuncu renkle sembolize edilen bolluk, para ve statü odaklı bu sistemde insanlar bir süre sonra bunlara rağmen mutlu olamadıklarını farkettiler. Ve anlam arayışına çıktılar. Günümüzdeki matriks yapısındaki birçok teknoloji şirketi bu değer sistemindedir. Çocuğun ise yetişkin olup işe girdiği özgürlüğünü ilan ettiği artık para kazanmaya başladığı döneme denk gelir.

Dünya tarihinde 1940’dan sonra zengin ailelerin çocuklarının başlattığı 60’ların hippi akımı ile insan ilk kez dışa odaklı materyalistik sistemden kendi iç dünyasına odaklanmaya geçer. Bu yeni sistem yine Biz sistemi olup humanistik yaklaşımı ile herkese, tüm canlılara önem verir ve onları korur. Yeşil renkle temsil edilen bu sistemde duyguyu bastıran turuncu değer sisteminin aksine iç huzur, his ve duygular önemlidir. Yeşil sistemle birlikte sezgi ve ruhsallık başarı odaklı mekanik ve fiziksel varlığa odaklı turuncu sistemine yeniden dahil edilir.

Her değer sisteminde olduğu gibi bu sistemin yarattığı sorunlar bu sefer bir sıkışma yaratır. Özellikle yeşil sistemdekiler sağlıksız tarafta kendilerinden önceki sistemlerin değerlerini ve onların katkılarını görmezden gelirler. Mavinin kural ve yapılarını redederken turuncunun sahip olduğu refahın kaynağı olduğunu unutabilirler. Yeni en iyi benim değer sistemim dolayısısyla benim bakış açım derken aslında kendiyle humanistik bakış açısıyla çelişebilirler. Sorunlara çözüm bulmak herkesin fikrini alma arzusu ile karar mekanizmasını yavaşlatır ve aksiyon alınmasını zorlaştırır. Bütün yapıda oluşan bu şıkışık durum yepyeni bir değer sistemine duyulan ihtiyacı ortaya koyar.

Graves’in çıkardığı gelişim modeline göre bu yepyeni değerler sisteminin ortaya çıktığı 2. aşamaya geçiş anıdır. Bu noktadan itibaren insan kendinden önceki tüm değer sistemlerini kucaklar ve olaylara sistemik bakış açısıyla yaklaşır. Tüm değer sistemlerinin kendi içinde de olduğunu bilir. Bu sistemlerin sağlıklı taraflarını ihtiyacı olunca kullanır. Artık kendi iç kaynağıyla hareket eden insan sosyal baskı, inanç ve yargıların doğurduğu korkulardan bağımsızlaşır. Bu sayede yüksek bir yaratıcılık sergiler ve kompleks sorunlara kolaylıkla çözüm üretebilir hale gelir. Yeni aşama Sarı renkle temsil edilir. 1. aşamadaki bej renginin gelişmiş hali olarak görülür. 1.aşamadaki tüm değer sistemleri en doğru bakış açısı benim bakış açım mottosuyla yaşar. Artık bu sistemde kişi diğerlerini ikna etmeye çalışmaz, diğer sistemlerin bakış açılarını kolaylıkla anlar. Sarı değer sistemi “Ben” sistemidir ve kişi kaos ve ani değişikliklerle başa çıkabilir. Pandemiyi sistemik açıdan değerlendiren uzmanlar, bu sebeple insanlığın sarı sisteme geçişini desteklediğini öne sürüyorlar.

Her değer sisteminde olduğu gibi sarı sistemin de gelişim alanları var. Bu kişiler birçok insan için anlaşılması zor gelebilirler. Bu sistemdeki insan sol beyinle kalbi biraraya getirmektedir. Sarı renk ile kodlu sistemin yaşadığı sıkışıklığa çözüm getiren bir sonraki sistem Turquaz renkle kodlanmış Biz bilinciyle bütünsel bir bakış açısına sahiptir. Sağ beyinle aklı bütünler. Herşeye ve herkese bütünsel “holistik” yaklaşır. Evren, Dünya ve tüm varoluşla bir olduğunu algılar, hayatı bu şekilde yaşar. Bilim, ilim ve ruhsallığın birleştiği bu sisteme örnek olarak David Bohm’un kuantum fizik ve Rupert Sheldrake’in morfogenetik alanda yaptığı çalışmaları verebiliriz.

Gelişim hiç durmayan sonsuz bir olgu. Tüm evrende geçerli evrensel bir kanun. Clare W. Graves’in önderliğinde başlayan ve daha sonra Don Beck ve Chris Cowan tarafından devam ettirilen insanın ve insanlığın gelişimini odak noktasına almış bütünsel ve sistemik bakan Spiral Dinamikler bize kendimiz ve bilinç halimizle ilgili ipuçları veriyor. İnsan çevre şartları ve sorun gibi görünen aslında çözüm bekleyen olaylara verdiği tepkilerle gelişiyor. Bu gelişim bazen ileriye bazen de geriye olabiliyor. İnsan kendini bildiği ve bildiğinin farkında olduğu zaman bu süreçler daha kolay ve zevkli geçebilir. Bilinçli olmayı seçmek bizim elimizde. Don Beck’in de çok güzel söylediği gibi “İnsanı değiştiremezsiniz, ama insan değişebilir.”

Kaynaklar:

  • Spiral Dynamics: Mastering Values, Leadership, and Change. by Don Beck & Christopher Cowan
  • Spiral Dynamics in Action: Humanity’s Master Code: by Don Edward Beck, Teddy Hebo Larsen, Sergey Solonin, Rica Viljoen, Thomas Q. Johns

Tavsiye Edilen Makaleler

Bir Cevap Yazın

Selma Karaca I Your Professional Coach sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et